içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

17 AĞUSTOS SONRASI RİSK, O GÜN NE İSE BUGÜN ARTARAK DEVAM EDİYOR!
Ağustos 17, 1999'da Gölcük kaynaklı depremin üzerinde 25 sene geçti. Depremde, resmi rakamlara göre 17.500, gayriresmi kaynaklara göre en az 40 bin insanımız can vermişti. Umarım böylesi bir depremi yaşamayız. Yaşarsak bile en az 15 yıl sonra yaşarız. Çünkü; 17 Ağustos depremi Gölcük merkezli ve İstanbul'a 100 km uzaklıktaydı. Bu kadar uzaklığa rağmen, 1000'nin üzerinde insan sadece Avcılar'da ölmüştü. Olası bir İstanbul depreminde olacakları düşünmek dahi istemiyorum. 17 Ağustos depreminde ölen tüm yurttaşlarımıza rahmet, ailelerine sabır diliyorum.
Hani derler beterin beteri var. O günden sonra belki Kocaeli, Sakarya, Bolu, Kaynaşlı için bir içok şey yapıldı denebilir ama İstanbul hâlâ topun ağzında. Yaklaşık 1 milyona yakın ev riskli ve 400.000 üzerinde ev ya hasar görecek ya da yıkılacak. Yaklaşan İstanbul depremi için riskin 1/10'nunu dahi çözemedik.
Çok yazıldı, çok çizildi. Uzatmak istemiyorum. Ancak şu Avrupa ile yarışmak fikri beni kahrediyor. İnanın sadece iktidar olsa iyi, muhalefette....
Hepsi kendi doğrularının peşinde. 35/40/50 yıldır yönettiğimiz ilçeler var. Şunu söyleyebiliyormuyuz: Yönettiğimiz ilçede deprem riskini en aza indirdik. Bunu söyleyebiliyormuyuz?
Geçen gün TV'de Bahçelievler ilçesinde 104 dairelik bir bina gösterdiler. İnanın saatte 90 km rüzgar esse bina yıkılır. O halde. Zaten Haziran ayından bu yana
3 bina kendi kendine yıkılmıştı. Tüm belediyeler, Bakanlıklar bu 14 dairelik binanın halini izlemiştir. Boşaltıldı mı o bina, çözüm üretidi mi? Eğer çözülseydi duyardık. Çünkü haber daha yeni yapılmıştı. Dolayısıyla ulusal düzeyde deprem konseyini yok eden anlayış değişmezse halimiz duman.
Bu sorunun tek bir çözümü var: Ulusal düzeyde birleşmek. Depremin sağı solu yoktur. Deprem ya tektonik ya volkanik ya da çöküntüyle oluşur. Bu sorunun boyutları büyüktür. Ortak politikalar gerektirir Türkiye sathında Yerel - Genel İktidarlar, Özel Sektör, Üniversiteler, Uluslararası Kuruluşlar birlikte güç birliği oluşturmadıkça ağıt yakmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar izlediğimiz yolu devam ettirdiğimiz sürece....
Hasan Hüseyin Korkmazgil'in türkiye dönüştürdüğü bir dörtlük vardı:
"ekmeği bol eyledik
acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik
geldik bugüne".
Evet yüzbinlerce ölümle geldik bugüne. Umarım bugünler daha fazla uzamaz!
Bu yazı 1890 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum